İş Sunumlarında Hikaye Anlatımına Geçiş Nasıl Yapılır

Business Storytelling eğitimi verirken artık bana çok doğal gelen hikaye geçişleri başkaları için zorlayıcı ve tuhaf gelebilmektedir.  Geçen hafta bir yöneticiye Business Storytelling Koçluğu verirken bunun bir benzerini yaşadım.  Satış Sunumu yaparken hikayenin nasıl kullanılacağını kendisine gösterirken beni hemen durdurdu ve bunu nasıl yaptığımı kendisine tekrar göstermemi istedi. Yaptığım şey aslında sıradan bir hareketti. Tam olarak neyi kastettiğini sorduğumda, hikayeye geçiş kısmını nasıl hissettirmeden yaptığımı tekrar etmemi istedi. Yeniden dinlemek ve pratik etmek istiyordu.

Güzel bir geçiş yapıldığında hikaye sunum içerisinde fark edilmez olmaktadır. Fark edilmez demekten kastım, bir konuda fikrinizi paylaştıktan sonra sizi izleyenlere dönüp, “Size şimdi bu konuyla ilgili bir hikaye anlatacağım” dememelisiniz. Onun yerine sadece konuşmanıza devam etmeli ve izleyicilerin konuya daha da dâhil olmasını sağlamalısınız. Hikâye geçişi sırasında ses tonunuzu değiştirmeden bunu yaparsanız, karşılıklı konuşma havasını korursunuz.

Profesyoneller iş hayatında paylaşılan düşüncelerle alakalı hikaye dinleme fikrinden çok hoşlanırlar. Bu fırsatın tadını çıkarmak isterler. Buna karşın, anlatacağınız hikayenin fikirle olan ilişkisini kurmadan hikayeye girerseniz, sizi dinleyenlerin keyfi kaçar ve odaklarını yitirirler. Bunun olmasını her halde kesinlikle istemezsiniz.

Paylaştığınız fikir ve hikaye arasında sadece bir veya iki adet ilgi kurma cümlesi bulunur. İlgi kuran cümlelerin nasıl olması gerektiği ve nasıl kolayca geçiş imkanı tanıdığını şimdi size göstermek isterim:

Farz edelim, kurumunuzdaki ödül sistemini çalışma arkadaşlarınızla tartışıyorsunuz. Toplantı sırasında bir yöneticiniz söz istiyor ve çalışanların kurum kültürünü daha fazla sahiplenmesi için ödül miktarlarının artmasını ve çeşitlendirilmesini öneriyor.

Siz de cevaben diyorsunuz ki, “Çalışanları çantada keklik tarzı ödüllerle motive etmekten uzak durmalı ve buna dikkat etmeliyiz. Zira, birçok kere bu açılımın ters teptiği görülmüştür.” Bu iki cümle sizin ilgi kurma cümlelerinizdir. Fikrinizi bu şekilde paylaşır sonra da hikayeye girişinizi yapabilirsiniz. Bu süreçte de hikaye sözcüğünü asla kullanmazsınız.

İşte size bir hikaye ile kombine edilmiş bir ilgi kurma cümlesi:

Elde edecekleri neredeyse garanti ödüllerle çalışanlarımızı motive etmekten kaçınmalıyız. Birçok kere bu açılımın ters teptiği görülmüştür.

70’li yıllarda Amerikalı araştırmacılar insanlarda ödül-performans ilişkisini test etmişler ve öğrencilerden bir bulmacayı çözmelerini istemişlerdir. Başlamadan önce öğrencilerin yarısına bulmacayı çözmeleri için para verilmiştir. Diğeri yarısına ise verilmemiştir.

Bulmacayı çözmesi için odaya alınan her bir öğrenci, çalışmasını tek başına bir süre yapmıştır. Birden odaya araştırmacı girmiş ve deneyin ikinci kısmı başlayacağından bu süre zarfında öğrencinin beklemesini isteyerek, odayı terk etmiştir. Gerçek psikoloji deneyi işte o an başlamıştır. Bir kamera odada yaşananları kaydeder.

Bulmaca çözmek için para alan öğrencilerden hiçbirisi beklerken bulmacaya el sürmez. Para almayan öğrenciler ise beklerken dahi bulmacayı kurcalamaya devam ederler. Araştırmanın sonuçlarına göre, önceden belli olan ve verilen ödüllerin insanlarda araştırmacı yönü baltaladığı ortaya çıkar.”

İlgi cümlesi kurmanın en kolay yolu kendinize sormaktır: “Hikâyemin dikkat çektiği temel nokta nedir?” Cevabını bulduğunuzda, hikayenizin ön sözünü buna göre ayarlarsınız. Pratik yaparak bunu doğal bir iletişim şekli haline getirebilirsiniz. Hikâyenizin ana mesajını bildiğinizde hikâye anlatımınız kolayca gelişecektir. Hikâyeleriniz kısa ve öz olacak ve hedefi on ikiden vuracaktır. En önemlisi de mesajlarla ilgi oluşturmadan hikaye anlatıp duran birisi olmayacaksınız.

Çiğdem Karabel

Sunum Becerileri Eğitmeni

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir