Etiket arşivi: liderler için storytelling

Business Storytelling For Leaders

Are you ready to build engagement, inspire people to take action and deliver results?

Benefits of Business Storytelling
  • Build strong relationship with existing and potential clients, customers and employees
  • Communicate effectively with everyone around you
  • Influence and inspire others to take action
  • Engage  clients, customers, employees
  • Illustrate your points and sell your services, ideas or products
  • Motivate and influence your team
  • Deliver your main points in a presentation
Workshop Content Overview
  • What is business storytelling and its importance?
  • Business storytelling styles
  • Crafting your stories
  • Making your stories shine
  • Practicing and delivering stories
  • Secret storytelling business
  • Getting your stories out there
  • Implementing storytelling into your organization
  • Giving it a go
Target Audience

Leaders who need to Influence and inspire others to take action during presentation or meetings.

Language

Workshop is being conducted in English or Turkish.

Training Duration

1 Day

Details

For further details please contact us.

 

 

 

 

İş Hayatında Hikaye Anlatmanın Gücü

Bir sunum yaparken hikayeler anlatmak çok başarılı birer dikkat çekicidir. Aslında hikayeler öyle etkileyicidir ki; her sunumun olmazsa olmazlarındandır. Mesajınızın iletimi çeşitli şekillerde yüz yüze iletişimi içeriyorsa, dinleyicilerinizi etkilemek için hikayeleri stratejik birer silah gibi kullanabilirsiniz.

Hikayeler, büyük resmi ve kazanç kanıtlarını gösterebilmeniz ya da itirazlarla başa çıkabilmeniz için kullanılmalıdır. Aslında en iyi mesajlar, baştan sona ilgi uyandırıcı olan bir hikayeyi atlatanlardır.

Hikayenin Gücü

Peki, hikaye anlatmak gibi zararsız bir hareket nasıl olur da dinleyicileriniz üzerinde böylesi inanılmaz etkiler bırakabilmektedir? Bizler yetişkin ve rasyonel insanlarız fakat bir film izlediğimizde üzüntü ya da korku hissedebiliriz ve hatta kendimizi daha da kaptırabilir ve gözyaşlarına boğulabiliriz. Bunun aslında kurgu olduğunu biliriz. Kahramanlar gerçekten ölmemiştir; o küçük çocuk anne ve babasını kaybetmemiştir, ama yine de ağlarız.

Beynimizin rasyonel kavramlarla ilgili bölümü gerçekte bir şey olmadığının farkında iken gerçek patron olan eski beyin, ilkel seviyedeki zekasıyla gerçeklik ve iyi anlatılmış bir hikaye arasındaki farkı ayırt edememektedir. Bu nedenle, beynimiz gözlerimizin yaşla dolmasına yol açan bir hormon selini salıvermektedir.

İyi hikayeler beyin ve bilinçaltımız üzerinde herhangi bir rasyonel durumdan çok daha büyük bir etkiye sahiptir. Bu nedenle, mutlaka hikayeler anlatın!  İyi hikayeler bir kavramı görsel ve somut hale getirir. Hikayeler, dikkat çekip duyguları canlandırmak için çok güçlü bir yoldur. Dinleyicilerin fayda bulduğu noktaların altını çizerek, yol gösterirler. İtiraz veya karşı koyma olmaksızın mesajınızı onlara ulaştırmanıza yardımcı olurlar.

Anlamlı ve iyi anlatılmış bir hikayeye paha biçilemez.  Öyleyse sunumlarda neden çok az hikayeyle karşılaşıyoruz? Gerçek sorun şu ki; kimse gerçekten nasıl hikaye anlatacağını bilmiyor. Ne yazık ki hikaye anlatmak iş dünyasındaki birçok kişinin eğitimini almadığı bir sanattır. İyi haberse, hikaye anlatma becerisinin eğitimle kolayca geliştirilebileceğidir. PowerPoint sunumunuzun iyi bir mesaj verdiğine inanabilirsiniz. Fakat gerçek şu dur ki; sunumunuz aslında dinleyicilerinizi mutlu etmekten uzak sıradan sarı sayfalara benzemektedir.

Heyecan Verici Bir Hikaye Nasıl Oluşturulur

Bir sunum içerisinde iyi bir hikaye oluşturmak ve izleyicileri etkiniz altına almak için aşağıdakileri yapmanız gerekir:

  1. Anlattıklarınızın gerçekte olduğuna beyni inandıracak; görsel ve işitsel bileşenleri kullanarak duygusal etkilerle dolu bir dünya yaratın.
  2. Anlattığınız hikayeyle karşınızdaki kişilerin dünyasını açık bir şekilde bağdaştırın: Hikayenizi neden önemsesinler?
  3. Hikayenizin bir amacı olduğuna ve dinleyicilerle bir bağlantı kurduğuna emin olun. Bağlantıyı kurma işini onlara bırakmayın. Amacı olmayan bir hikaye, anlaşılmayan bir şaka gibidir. Boşa zaman harcamaktır.
  4. Hikaye kişisel olsun. “Bir kadın iş görüşmesine gitti” demeyin. “Lale iş görüşmesine gitti” deyin.
  5. Hikayenizin başkahramanı siz olmayın. Kendinizi abartılı anlatmaya başladığınızda insanların dikkatini kaybedeceğinizi bilin.
  6. Hikayenize tutku katın. Hikayeyi gerçekten yaşadığınızı ya da tecrübe ettiğinizi kanıtlayacak detaylar ekleyin. İnsanların beynini etkileyecek ve onların kendilerine hikayede bir yer bulmalarına yardımcı olacak duygusal izlenimler yaratın.
Başarı Faktörleri 

Hikayenizin vurucu etkisi iki faktöre bağlıdır:

  1. İçeriğiniz
  2. Onu nasıl sunduğunuz

Dinleyicilerinizi etkileyip çok geç olmadan hemen bugün arzu ettiğiniz yönde harekete geçmelerini sağlamak istiyorsanız, her iki alanda da kendinizi mükemmelleştirmelisiniz. Onların olayı gözlerinde canlandırmaları ve empati kurmalarını sağladığınızda; dinleyicileriniz üzerinde maksimum etki yaratmanız mümkün olur.

Zamanının en iyi Avukatlarından olan Moe Levine hikaye anlatımında, Hakimler ve Jüri üyelerinin kendi müvekkillerine empati göstermesini sağlamada gelişmiş bir beceriye sahipti.

Bir trafik kazasında her iki kolunu da kaybeden bir müvekkilli için tazminat davasının duruşmasında, Levine, mahkemeyi ve jüriyi çok şaşırtan bir şey yaptı. Uzun kapanış konuşmalarına alışık olan mahkeme üyelerini kısa ve duygusal olan yıkıcı bir görüntüyle baş başa bıraktı:

“Bildiğiniz gibi, yaklaşık bir saat önce öğle yemeği arası verdik. Mübaşir’in gelip sizi bir grup olarak, jüri odasında hazırlanan yemeğe götürdüğünü gördüm. Savunma Avukatı Mr. Horowitz’in müvekkiliyle birlikte öğle yemeğine gittiğini de gördüm. Ben de tabi ki kendi müvekkilime dönerek “Neden birlikte bir şeyler yemiyoruz?” diye ona sordum. Cadde’nin karşısındaki küçük lokantaya giderek biz de yemek yedik. (Fark edilen bir duraksama). Bayanlar ve Baylar müvekkilim Harold ile birlikte öğle yemeği yedim. Kolları olmadığı için o ise bir köpek gibi tabağını yalayarak yemek zorunda kaldı. Başka bir sözüm yok. Teşekkür ederim.”

Avukat Moe Levine, New York Eyalet mahkemesi tarihindeki en büyük tazminat davalarından bir tanesini bu şekilde kazanmıştır.

Tarkan Karabel

Uzman Eğitmen

İş Sunumlarında Hikaye Anlatmanın Gücü (Storytelling)

Bir sunum yaparken hikayeler anlatmak çok başarılı birer dikkat çekicidir. Aslında hikayeler öyle etkileyicidir ki; her sunumun olmazsa olmazlarındandır. Mesajınızın iletimi çeşitli şekillerde yüz yüze iletişimi içeriyorsa, dinleyicilerinizi etkilemek için hikayeleri stratejik birer silah gibi kullanabilirsiniz.

Hikayeler, büyük resmi ve kazanç kanıtlarını gösterebilmeniz ya da itirazlarla başa çıkabilmeniz için kullanılmalıdır. Aslında en iyi mesajlar, baştan sona ilgi uyandırıcı olan bir hikayeyi atlatanlardır.

Hikayenin Gücü

Peki, hikaye anlatmak gibi zararsız bir hareket nasıl olur da dinleyicileriniz üzerinde böylesi inanılmaz etkiler bırakabilmektedir? Bizler yetişkin ve rasyonel insanlarız fakat bir film izlediğimizde üzüntü ya da korku hissedebiliriz ve hatta kendimizi daha da kaptırabilir ve gözyaşlarına boğulabiliriz. Bunun aslında kurgu olduğunu biliriz. Kahramanlar gerçekten ölmemiştir; o küçük çocuk anne ve babasını kaybetmemiştir, ama yine de ağlarız.

Beynimizin rasyonel kavramlarla ilgili bölümü gerçekte bir şey olmadığının farkında iken gerçek patron olan eski beyin, ilkel seviyedeki zekasıyla gerçeklik ve iyi anlatılmış bir hikaye arasındaki farkı ayırt edememektedir. Bu nedenle, beynimiz gözlerimizin yaşla dolmasına yol açan bir hormon selini salıvermektedir.

İyi hikayeler beyin ve bilinçaltımız üzerinde herhangi bir rasyonel durumdan çok daha büyük bir etkiye sahiptir. Bu nedenle, mutlaka hikayeler anlatın!  İyi hikayeler bir kavramı görsel ve somut hale getirir. Hikayeler, dikkat çekip duyguları canlandırmak için çok güçlü bir yoldur. Dinleyicilerin fayda bulduğu noktaların altını çizerek, yol gösterirler. İtiraz veya karşı koyma olmaksızın mesajınızı onlara ulaştırmanıza yardımcı olurlar.

Anlamlı ve iyi anlatılmış bir hikayeye paha biçilemez.  Öyleyse sunumlarda neden çok az hikayeyle karşılaşıyoruz? Gerçek sorun şu ki; kimse gerçekten nasıl hikaye anlatacağını bilmiyor. Ne yazık ki hikaye anlatmak iş dünyasındaki birçok kişinin eğitimini almadığı bir sanattır. İyi haberse, hikaye anlatma becerisinin eğitimle kolayca geliştirilebileceğidir. PowerPoint sunumunuzun iyi bir mesaj verdiğine inanabilirsiniz. Fakat gerçek şu dur ki; sunumunuz aslında dinleyicilerinizi mutlu etmekten uzak sıradan sarı sayfalara benzemektedir.

Heyecan Verici Bir Hikaye Nasıl Oluşturulur

Bir sunum içerisinde iyi bir hikaye oluşturmak ve izleyicileri etkiniz altına almak için aşağıdakileri yapmanız gerekir:

  1. Anlattıklarınızın gerçekte olduğuna beyni inandıracak; görsel ve işitsel bileşenleri kullanarak duygusal etkilerle dolu bir dünya yaratın.
  2. Anlattığınız hikayeyle karşınızdaki kişilerin dünyasını açık bir şekilde bağdaştırın: Hikayenizi neden önemsesinler?
  3. Hikayenizin bir amacı olduğuna ve dinleyicilerle bir bağlantı kurduğuna emin olun. Bağlantıyı kurma işini onlara bırakmayın. Amacı olmayan bir hikaye, anlaşılmayan bir şaka gibidir. Boşa zaman harcamaktır.
  4. Hikaye kişisel olsun. “Bir kadın iş görüşmesine gitti” demeyin. “Lale iş görüşmesine gitti” deyin.
  5. Hikayenizin başkahramanı siz olmayın. Kendinizi abartılı anlatmaya başladığınızda insanların dikkatini kaybedeceğinizi bilin.
  6. Hikayenize tutku katın. Hikayeyi gerçekten yaşadığınızı ya da tecrübe ettiğinizi kanıtlayacak detaylar ekleyin. İnsanların beynini etkileyecek ve onların kendilerine hikayede bir yer bulmalarına yardımcı olacak duygusal izlenimler yaratın.
Başarı Faktörleri 

Hikayenizin vurucu etkisi iki faktöre bağlıdır:

  1. İçeriğiniz
  2. Onu nasıl sunduğunuz

Dinleyicilerinizi etkileyip çok geç olmadan hemen bugün arzu ettiğiniz yönde harekete geçmelerini sağlamak istiyorsanız, her iki alanda da kendinizi mükemmelleştirmelisiniz. Onların olayı gözlerinde canlandırmaları ve empati kurmalarını sağladığınızda; dinleyicileriniz üzerinde maksimum etki yaratmanız mümkün olur.

Zamanının en iyi Avukatlarından olan Moe Levine hikaye anlatımında, Hakimler ve Jüri üyelerinin kendi müvekkillerine empati göstermesini sağlamada gelişmiş bir beceriye sahipti.

Bir trafik kazasında her iki kolunu da kaybeden bir müvekkilli için tazminat davasının duruşmasında, Levine, mahkemeyi ve jüriyi çok şaşırtan bir şey yaptı. Uzun kapanış konuşmalarına alışık olan mahkeme üyelerini kısa ve duygusal olan yıkıcı bir görüntüyle baş başa bıraktı:

“Bildiğiniz gibi, yaklaşık bir saat önce öğle yemeği arası verdik. Mübaşir’in gelip sizi bir grup olarak, jüri odasında hazırlanan yemeğe götürdüğünü gördüm. Savunma Avukatı Mr. Horowitz’in müvekkiliyle birlikte öğle yemeğine gittiğini de gördüm. Ben de tabi ki kendi müvekkilime dönerek “Neden birlikte bir şeyler yemiyoruz?” diye ona sordum. Cadde’nin karşısındaki küçük lokantaya giderek biz de yemek yedik. (Fark edilen bir duraksama). Bayanlar ve Baylar müvekkilim Harold ile birlikte öğle yemeği yedim. Kolları olmadığı için o ise bir köpek gibi tabağını yalayarak yemek zorunda kaldı. Başka bir sözüm yok. Teşekkür ederim.”

Avukat Moe Levine, New York Eyalet mahkemesi tarihindeki en büyük tazminat davalarından bir tanesini bu şekilde kazanmıştır.

Sunumlarda anlatacağınız sıra dışı hikayelerle siz de izleyenlere arzu ettiğiniz yönde kararlar aldırmak isterseniz Speakandmore Presentation & Storytelling Workshoplarına katılabilirsiniz.

Tarkan Karabel

Uzman Eğitmen

İş Sunumlarında Hikaye Anlatımına Geçiş Nasıl Yapılır

Business Storytelling eğitimi verirken artık bana çok doğal gelen hikaye geçişleri başkaları için zorlayıcı ve tuhaf gelebilmektedir.  Geçen hafta bir yöneticiye Business Storytelling Koçluğu verirken bunun bir benzerini yaşadım.  Satış Sunumu yaparken hikayenin nasıl kullanılacağını kendisine gösterirken beni hemen durdurdu ve bunu nasıl yaptığımı kendisine tekrar göstermemi istedi. Yaptığım şey aslında sıradan bir hareketti. Tam olarak neyi kastettiğini sorduğumda, hikayeye geçiş kısmını nasıl hissettirmeden yaptığımı tekrar etmemi istedi. Yeniden dinlemek ve pratik etmek istiyordu.

Güzel bir geçiş yapıldığında hikaye sunum içerisinde fark edilmez olmaktadır. Fark edilmez demekten kastım, bir konuda fikrinizi paylaştıktan sonra sizi izleyenlere dönüp, “Size şimdi bu konuyla ilgili bir hikaye anlatacağım” dememelisiniz. Onun yerine sadece konuşmanıza devam etmeli ve izleyicilerin konuya daha da dâhil olmasını sağlamalısınız. Hikâye geçişi sırasında ses tonunuzu değiştirmeden bunu yaparsanız, karşılıklı konuşma havasını korursunuz.

Profesyoneller iş hayatında paylaşılan düşüncelerle alakalı hikaye dinleme fikrinden çok hoşlanırlar. Bu fırsatın tadını çıkarmak isterler. Buna karşın, anlatacağınız hikayenin fikirle olan ilişkisini kurmadan hikayeye girerseniz, sizi dinleyenlerin keyfi kaçar ve odaklarını yitirirler. Bunun olmasını her halde kesinlikle istemezsiniz.

Paylaştığınız fikir ve hikaye arasında sadece bir veya iki adet ilgi kurma cümlesi bulunur. İlgi kuran cümlelerin nasıl olması gerektiği ve nasıl kolayca geçiş imkanı tanıdığını şimdi size göstermek isterim:

Farz edelim, kurumunuzdaki ödül sistemini çalışma arkadaşlarınızla tartışıyorsunuz. Toplantı sırasında bir yöneticiniz söz istiyor ve çalışanların kurum kültürünü daha fazla sahiplenmesi için ödül miktarlarının artmasını ve çeşitlendirilmesini öneriyor.

Siz de cevaben diyorsunuz ki, “Çalışanları çantada keklik tarzı ödüllerle motive etmekten uzak durmalı ve buna dikkat etmeliyiz. Zira, birçok kere bu açılımın ters teptiği görülmüştür.” Bu iki cümle sizin ilgi kurma cümlelerinizdir. Fikrinizi bu şekilde paylaşır sonra da hikayeye girişinizi yapabilirsiniz. Bu süreçte de hikaye sözcüğünü asla kullanmazsınız.

İşte size bir hikaye ile kombine edilmiş bir ilgi kurma cümlesi:

Elde edecekleri neredeyse garanti ödüllerle çalışanlarımızı motive etmekten kaçınmalıyız. Birçok kere bu açılımın ters teptiği görülmüştür.

70’li yıllarda Amerikalı araştırmacılar insanlarda ödül-performans ilişkisini test etmişler ve öğrencilerden bir bulmacayı çözmelerini istemişlerdir. Başlamadan önce öğrencilerin yarısına bulmacayı çözmeleri için para verilmiştir. Diğeri yarısına ise verilmemiştir.

Bulmacayı çözmesi için odaya alınan her bir öğrenci, çalışmasını tek başına bir süre yapmıştır. Birden odaya araştırmacı girmiş ve deneyin ikinci kısmı başlayacağından bu süre zarfında öğrencinin beklemesini isteyerek, odayı terk etmiştir. Gerçek psikoloji deneyi işte o an başlamıştır. Bir kamera odada yaşananları kaydeder.

Bulmaca çözmek için para alan öğrencilerden hiçbirisi beklerken bulmacaya el sürmez. Para almayan öğrenciler ise beklerken dahi bulmacayı kurcalamaya devam ederler. Araştırmanın sonuçlarına göre, önceden belli olan ve verilen ödüllerin insanlarda araştırmacı yönü baltaladığı ortaya çıkar.”

İlgi cümlesi kurmanın en kolay yolu kendinize sormaktır: “Hikâyemin dikkat çektiği temel nokta nedir?” Cevabını bulduğunuzda, hikayenizin ön sözünü buna göre ayarlarsınız. Pratik yaparak bunu doğal bir iletişim şekli haline getirebilirsiniz. Hikâyenizin ana mesajını bildiğinizde hikâye anlatımınız kolayca gelişecektir. Hikâyeleriniz kısa ve öz olacak ve hedefi on ikiden vuracaktır. En önemlisi de mesajlarla ilgi oluşturmadan hikaye anlatıp duran birisi olmayacaksınız.

Çiğdem Karabel

Sunum Becerileri Eğitmeni